21 Ekim 2011 Cuma

Ben sevdikçe dünyam sevgiyle güzelleşiyor.

İkili İlişkilerde Blöf diye bir kitap geçmişti yıllar önce elime.
Öylesine bakmış ve neşelenmek için okumuştum ve yazdıklarını pek fazla ciddiye almamıştım.Okumayı seviyorum ama her okuduğumu uygulamayı, hayatımda deneyimlemeyi seçmiyorum sanırım.
 2008 yılı Ağustos ayına dek hayata ve kendime dair  iç görüm ne yazıkki kapalı olduğu için kitaplarda yazılanların büyük bir bölümü, okuyup bıraktığım, okuyup, hatırlamadıklarım arasında  yer almış o yüzden. 
Ama o blöfçünün el kitabı İlişkiler kitabındaki şu cümleyi unutmamışım. Anlamını ve hayatımda kendimi gözlemlemek ve anlamak için bana verdiği anlamını yeni yeni çözüyorum oysa..
Cümle ilişkiyi bitirmek istediğinizde kullanabileceğimiz cümleler arasında yer alıyordu.
Karşınızdaki kişiye;
"Ben sana layık değilim, sen benden daha iyilerine layıksın" dediğinizde ters etki yaratır ve ona aslında éseni istemiyorum " "mesajı verir" diyordu o kitapta ve ilişkilere dair yazılan makale ve kitapların bazılarında.
Gerçekten kendisini o kişiye layık hissetmeyebilir insan ama bunu söylemek doğru değildir . Sık sık tekrarlanması ise bir faciadır. Bunu yakın zaman önce tanıştığım bir kişinin benimle kendisini kıyaslayarak ama samimi dille ve beni aslında övmek isteyerek söylediğinde farkettim.
O kişinin benim yanımda yıllarca, aylarca veya günlerce kalması hiç umrumda değil. Tanıştığımız andan itibaren ben eğitim durumumu ve kişisel gelişimle ilgili kendime yaptığım yatırımı anlattıkça kendisini küçük ve değersiz hissetmeye başladığını görünce üzüldüm açıkçası. Çünkü Bana göre eğitim ve kariyerden önce ne öğrendiğin ve ne kadar insan olduğundu önemli olan.
Ama çok itici geldi bana ve sözlerini gerçek olarak algılamaya başladım. Çünkü o kendisini benimle kıyaslayıp benim karşımda ezik durmaya başladığında, Ben onun ezik konuşmalarından sıkıldım. Onun Lise veya benzeri okul mezunu olmasından çok ben, kendini tanıyan ve kendisini seven birisi olmasını tercih ederdim.
Aslında o bana beni anlatmak için karşıma çıktı. Bunu şimdi farkediyorum.
Ben para ile ilgili ve/ veya girdiğim topluluklarda, iş başvurularında, aile veya sosyal ortamlarda kendimi daha önceki yıllarda daha ezik ve eksik görüyordum. Bunu da dile getiriyordum. Karşımdakini değerli görüp, haketmediğimi dillendirdiğimde, onların aklına kendi değerleri geliyordu ve benim söylediklerimi gerçek zannetmeye başlıyorlardı.
Parayla olan ilişkilerimde bile Ben parayı haketmediğimi, parayı zengin insanların hakettiğini, paraya layık olmadığımı, ne yaparsam yapayım paranın bana gelmeyeceğini dillendirip düşünerek inanmaya ve parayı ve para verecek insanları ve Evrenide inandırıyordum. Evrene gönderdiğim bu cümlelerden sonra dediğim gerçekleşiyor ve "bak işte dediğim oldu" demeye başlıyordum. Gerçekten dediğim oluyordu çünkü.
Paranın bu düşüncelerim yüzünden bana tepki gösterip gelmediğini düşünüyorum artık. 
O nedenle Ben düşüncelerimi ve söylediklerimi daha çok farketmeyi seçiyorum.
Ben düşündüklerimde kendimi para ve sevgiyi ne kadar hak eden olarak gördüğümü anlamaya niyet ediyorum.

Ben parayı ve kendimi çok sevmeyi ve çok paraya  layıkj olduğumu bilmeyi seçiyorum.
Ben kendimi çok seviyorum.
Ben Evrenin bolluk ve bereketine layık olduğumu kabul ediyorum.
Ben çok parayı hak ediyorum.
Ben çok paraya layığım.
Ben her halimle çok para ve bolluk ve bereketi hak ediyorum.
Beni herkes her halimle çok seviyor.
Ben herkesi her halimle çok seviyorum.
Artık söylediklerimin daha çok farkındayım.
Ben kendime verdiğim değerimi farkedip, değişmeye başlıyorum. Ben değiştikçe dünyam değişiyor.
Ben değiştikçe dünyam gelişiyor
Ben değiştikçe dünyam zenginleşiyor.
Ben sevdikçe dünyam sevgiyle güzelleşiyor.
Kabuldeyim.
Farkındalığımı takdir diyor ve farkettiklerim için şükrediyorum. 
F. Handan Senan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder