5 Nisan 2014 Cumartesi

Derdimi Söyledim Dermanı Başka yerden Aldım

İnsani duygular taşiyarak yüreğinizi açtiğiniz kişinin, anlattiklarinizi kendi çikarlari için, hatta maddi kazanç sağlamak uğruna kitabinda paylaşmasi sizi ne derece yaralar. "Yok canim bu  yapilir mi?" Bu kadar da olmaz" diyebilirsiniz Satir başinda bahsettiğim konu bana aci verdi. Bu konuda ne yazik ki iyi niyetli olamadim ve güvenerek paylaştiğim sorunlarimin benim iznim olmadan açikça kitabinda anlatilmasina çok üzüldüm. Çünkü Ben derdimi iyileşme umuduyla bir psikoloğa anlatmiştim. Ama psikolog bey, Benden izin alma gereği duymadan anlattiklarimi kullanma nezaketsizliği ile güvenimi, saygimi ve kendisine duyduğum inancimi kaybetmişti. 
Ekonomik krizler bahane edilerek ardarda batan ve kapanan bankalar nedeni ile, Bankacilik mesleğini yarim biraktiğim için yaşadiğim işsizlik sorunlari yüzünden kendimi çokta iyi, değerli hissetmediğim bir dönemde karşilaştiğim ve durumuma yardimci olacağina inandiğim psikolog ünvanli bu kişiye kendimle ilgili o olumsuz hislerimden kurtulmak için yardim istemiş,o nedenle içimi rahatlikla dökmüştüm. Daha sonraki günlerde ondan göremediğim faydayi, kendimi tanima yolculuğumda karşima çikan içsel yolculuk rehberleri sayesinde bulmuş, kendimle ilgili olan gerçeklerin farkina varmiş ve yaşadiğim olumsuzluklara akil yoluyla bahaneler bulup, kendimi acindirmaya, öfkelenmeye ve kirilmaya son verme karari alarak bu yolculuğu başlatmiştim. İçsel çalişmalarim beni iyileştirmiş, kendimi tanimama, kendimi kabul etmeme yardimci olmuştu. 
Olumsuz bildiğim olaylara ilk anda ani ve kizgin tepkiler veriyor olsam da kisa zaman sonra olayin bana yansittiklarini farketmeye başlar başlamaz içime dönüyor, önce korkularimi keşfedip, kendimi, kizdiklarimi affederek beni üzdüğünü düşündüğüm durumlari iyileştirebiliyordum. Bu çalişmalarim sayesinde rahatlamaya başlayarak, hayata ve yaşadiklarima pembe gözlüklerle bakmaya başliyordum.
Benim için iyi bir başlangiçti ve Ben huzura an be an yaklaştiğimin dah çok farkindaydim. Öte yandan psikoloğa anlattiklarimi ve psikologla o doğrultuda bir konuşma yaptiğimi unutuvermiştim. Yillar geçmiş ve Ben kendini sevmeyi öğrenen, değerinin farkina varan, değerli olduğunu daha çok kabul eden bir BEN olmuştum. Kendimi en çok bu halimi seviyordum. Eskiden kalma izler silindikçe ben kendimle  daha fazla övünüyordum. Kendime acimaktan, kendimi olumsuz ve zavalli olarak tanitmaktan çoktan vazgeçmiştim. Zaten öyle değildim ve Ben öyle olmadiğimi biliyordum.
Benim kendimi anlattiğim, kendime ait olumsuz düşüncelerimi paylaştiğim o psikolog yakin tarihlerde kendisini yazar olmaya adayarak, ona derdini anlatan danişanlarinin, diş görünüşlerini de etraflica tarif ederek sorunlarini bire bir anlatarak kitap yaziyorum  diye ortaliğa çiktiğinda yazdiği kitabin ham hali elime geçivermişti. Kitapta beni etraflica tarif eden ve o gün anlattiklarimi yazip bu günkü halime değinmediği bölümü okuduğum anda çok kötü olduğum, kirildiğim için yeniden kendimi bulma serüvenine dönerek içsel yolculuğumu yeni baştan gözden geçirmeye karar vermiştim. 
Kitapta beni anlattiği bölümde benim değersizlik sorunu ile boğuşan, kendisini çok değersiz hisseden birisi olduğumu sokak ağziyla yazan o yarim yazar, yarim psikolog kişiyi uzun bir süre affetmek istemedim. Affederek aslinda ona değil, kendime iyilik yaptiğimi bildiğim halde, affetmeyerek ona aci çektirmeye karar vermiştim. Bu olaydan almam gereken derslerin başinda içimi dökmemem gerektiği, kendimden başka kimsenin bana yar ve yardimci olamayacaği, ağizdan çikan her sözün bu hayatta mutlaka bir iz biraktiği ve bize bir gün mutlaka geri dönebileceğini hakkinda idi. Net bir şekilde güvensizlik korkumu tetiklemiş ve insanlara güvenmemem gerektiğini bana bir kez daha öğretmişti. Artik kendimden başka kimseye inanmamam, dayanak olarak görmemem, destek olmasini veya beni anlamasini beklemem gerektiğini bu sayede çok daha iyi anliyorum artik. Hani sicak kumlardan soğuk denize atladiğinda buz keser  ama ayni zamanda dirilir ve canlaniverir ya insan işte öyle hissetmiştim o anda.  
Dirilmiş, ayilmiş ve kendimi ve iyi tanidiğim insanlari daha iyi tanimaya başlamiştim. Hayat göz açip kapayana dek geçecek kadar kisa sürüyorken, onun beni kitabina malzeme etmesine bozularak, üzülüp, kahrolmaktan vazgeçtim. Kimseyi kendimden öne koymamaya karar verdim. Onlardan daha az veya daha çok hatali/ değerli/ değersiz olmadiğimi anladim. 
Ben kendimle ilgili çok şeyin farkindayim artik. Ben kendimi seviyorum. Kendime inaniyorum.Ben kimsenin tarifi değilim ve Ben diğer insanlarin tarifi olmaktan ve o tarifleri kendim zannetmekten vazgeçiyorum. Kimsenin tarifi değilim. Ben kendim hakkinda eski bildiklerimden vazgeçip yeni bir ben yaratmayi seçiyorum. Çünkü biliyorum ki beni değersiz ve zavalli olarak anlatmaya çalişan kişi benden asla dahaçok değerli ve saygin değil. Aksine kimseye örnek gösterilmeyecek ve bir çok kişi ve meslektaşi tarafindan onaylanmayacak yaşam tarzina sahip. O evli, O Cemaatçi, O Haci ve Haciyla evli, türbanli, üç çocuklu bir kadinla sekreteri olarak işe aldiği 2011 yilindan itibaren ilişki yaşiyor. İşyerini yatakhane gibi kullanan o adami, sekreteri ile o işyerinde seviyesizce din ve ahlak kurallarina uymayan ilişkisi nedeni ile ortaği işten atti. İstanbul da açtiği yeni işyerini yine yatakhane haline getiren o kişi ayni kadini işyerine sözde sekreter, özde metres olarak alip, kadinin kocasina, kendi eşine, kadinin ve kendisin çocuklarina haksizlik yapmaya devam ediyor. 
Öyle bir adamin beni anlamasini beklemek,maalesef benim o zamanki cahilliğimle ilgili ama şu anda Ben kendimi ama daha çok onu iyi taniyorum. Onun gerçek yüzünü gördüğüm için artik kitabim diye çalakalem yazip bastirmak için yayinevi yayinevi gezdiği o yazilarinda benden bahsetmesi umurumda değil. Ben onu taniyorum ve Benden değerli olmadiğini çok iyi biliyorum.
İnsanin kendini bilmesi ve kendini anlamasi kadar güzel bir yeti yoktur. Bu melekesini asla yitirmemeli, kendini tanimaktan kendisiyle barişmaktan vazgeçmemelidir. İnsan ilk önce kendisine gülmeyi başarip, kendisiyle barişarak iç huzuruna eriştikten sonra herkesle ve hayatla iyi geçindiğinin farkina vardiğinda Hayat Sen ne kadar güzelsin demekten kendisini alamayacaktir. O ve yazdiklari benim için hayatin renkleri ve o renkler içinde siyahi seçerek hayatimda siyah ve görünmez olmayi başardi. Gece gibi karanlik ve karanlik içinde görünmez birisi o ve Ben Onu ve kitabini asla tercih etmeyeceğim. Çünkü Ben Değerliyim. Ben Kendi içimde Tam ve Bütünüm. Beni Benden başka kimse üzemez. Ben kendimiüzmeyi asla tercih etmiyorum. 
F. Handan Senan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder