11 Eylül 2013 Çarşamba

Körlüğün Nezaket Kuralları

Fotoğraf: KÖRLÜĞÜN NEZAKET KURALLARI Alıntıdır...

Körlüğün Nezaket Kuralları
Benimle karşılaştığınızda bocalayıp ne yapacağınızı bilemez bir duruma düşmeyin. Aşağıdaki hususları anımsamanız ikimiz içinde yararlı olacaktır:
--Ben sıradan bir insanım; yalnızca görmemek gibi bir özürüm var. Sesinizi yükseltmenize
ya da bana çocukmuşum gibi davranmanıza gerek yok. Ne istediğimi yanımdaki kişiye sormayın. Örneğin, “çayına kaç şeker alır” yerine bana sorun.
--Bağımsız bir şekilde yürümek için beyaz baston ya da rehber köpek kullanabilirim; ya da kolunuza girmeyi rica edebilirim. Kararı bana bırakın ve lütfen koluma sarılmayın; izin verin ben sizin kolunuza gireyim. Yükselti ve çukurları önceden sezebilmem için sizden bir adım geride yürümem gerekir.
--Odada benimle birlikte kimin bulunduğunu bilmek isterim. Lütfen girdiğinizde konuşun. Beni başkalarıyla tanıştırın (Çocuklar dahil). Eğer çevremde kedi ya da köpek varsa bana söyleyin.
--Bir odanın ya da kabinin ya da arabanın yarım açık kapısı benim için tehlike oluşturur.
--“Görmek” gibi sözcükleri kullanmaktan kaçınmayın. Bu sözcükleri ben de kullanırım. “Sizi gördüğüme sevindim” gibi.
--Bana acınmasını istemem. Ama körlüğü yüceltircesine konuşmanızı da istemem. Koku alma, dokunma ya da işitme duyularım kör olduğum için daha iyi çalışıyor değil. Bu duyu organlarımı sizden daha çok kullanıyorum ve dolayısıyla bu duyularla sizin aldığınızdan daha fazla bilgi alabiliyorum, hepsi bu.
--Eğer sizin misafirinizsem; bana banyoyu, lavaboyu, pencereyi ve hatta ışık anahtarını gösterin. Işığın açık olup olmadığını bilmek isterim.
--Eğer merak ediyorsanız, sizinle körlük hakkında konuşabiliriz bu benim için üzücü bir konu değildir.
Benim, sizin olduğu gibi bir çok farklı alana ilgim var.
--Bir yemekte uyulması gereken kurallarla (sofra adabı) herhangi bir sorunum olmaz.
Beni sadece kör bir insan olarak düşünmeyin. Ben yalnızca görme duyusunu kullanmayan /kullanamayan bir kişiyim.
Yasa, sürücülerin taşıdığım beyaz bastonu gördükleri zaman yol hakkını bana vermelerini gerektirir. Sadece körler, beyaz baston taşıyabilir.
Bugün caddelerde yalnız başına yürüyen daha fazla görme engelliye rastlıyorsunuz. Bunun nedeni sayımızın artması değil, kendi ayaklarımızın üstünde durmayı öğrenmemizdir.


KÖRLÜĞÜN NEZAKET KURALLARI 
Alıntıdır...

Körlüğün Nezaket Kuralları
Benimle karşılaştığınızda bocalayıp ne yapacağınızı bilemez bir duruma düşmeyin. Aşağıdaki hususları anımsamanız ikimiz içinde yararlı olacaktır:
--Ben sıradan bir insanım; yalnızca görmemek gibi bir özürüm var. Sesinizi yükseltmenize
ya da bana çocukmuşum gibi davranmanıza gerek yok. Ne istediğimi yanımdaki kişiye sormayın. Örneğin, “çayına kaç şeker alır” yerine bana sorun.
--Bağımsız bir şekilde yürümek için beyaz baston ya da rehber köpek kullanabilirim; ya da kolunuza girmeyi rica edebilirim. Kararı bana bırakın ve lütfen koluma sarılmayın; izin verin ben sizin kolunuza gireyim. Yükselti ve çukurları önceden sezebilmem için sizden bir adım geride yürümem gerekir.
--Odada benimle birlikte kimin bulunduğunu bilmek isterim. Lütfen girdiğinizde konuşun. Beni başkalarıyla tanıştırın (Çocuklar dahil). Eğer çevremde kedi ya da köpek varsa bana söyleyin.
--Bir odanın ya da kabinin ya da arabanın yarım açık kapısı benim için tehlike oluşturur.
--“Görmek” gibi sözcükleri kullanmaktan kaçınmayın. Bu sözcükleri ben de kullanırım. “Sizi gördüğüme sevindim” gibi.
--Bana acınmasını istemem. Ama körlüğü yüceltircesine konuşmanızı da istemem. Koku alma, dokunma ya da işitme duyularım kör olduğum için daha iyi çalışıyor değil. Bu duyu organlarımı sizden daha çok kullanıyorum ve dolayısıyla bu duyularla sizin aldığınızdan daha fazla bilgi alabiliyorum, hepsi bu.
--Eğer sizin misafirinizsem; bana banyoyu, lavaboyu, pencereyi ve hatta ışık anahtarını gösterin. Işığın açık olup olmadığını bilmek isterim.
--Eğer merak ediyorsanız, sizinle körlük hakkında konuşabiliriz bu benim için üzücü bir konu değildir.
Benim, sizin olduğu gibi bir çok farklı alana ilgim var.
--Bir yemekte uyulması gereken kurallarla (sofra adabı) herhangi bir sorunum olmaz.
Beni sadece kör bir insan olarak düşünmeyin. Ben yalnızca görme duyusunu kullanmayan /kullanamayan bir kişiyim.
Yasa, sürücülerin taşıdığım beyaz bastonu gördükleri zaman yol hakkını bana vermelerini gerektirir. Sadece körler, beyaz baston taşıyabilir.
Bugün caddelerde yalnız başına yürüyen daha fazla görme engelliye rastlıyorsunuz. Bunun nedeni sayımızın artması değil, kendi ayaklarımızın üstünde durmayı öğrenmemizdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder