SEVGİ ŞİFADIR
Kendimiseviyorum.
Kendimi sevdiğim için kendimi seviyorum.
Kendimi çok sevdiğim için kendimi çok seviyorum.
Ben sevgiyim.
Ben sevgi olduğumu biliyorum.
Bildiğime inanmayı seçiyorum.
Ben sevgi olduğumu bilmeyi, inanmayı seçiyorum.
Sevgi olduğuma inandığım için kendimi takdir ediyorum.
Sevgi büyük.
Sevgi güzel.
Sevince hayat güzel.
Ben kendimi sevdikçe herkes beni çok seviyor biliyorum.
Herkes beni sevse de sevmese de ben kendimi seviyorum.
Ben herkesi seviyorum.
Sevgi ruhumun acılarını iyileştiriyor.
Sevgiyle iyileşmeyi seçiyorum.
Sevdiğim ne varsa hayatıma kolaylıkla çektiğimin bilincindeyim.
Olanı, geleni sevgiyle kabul ediyorum ve takdir ediyorum.
Şükürler Olsun..
F. HANDAN SENAN
28 Mayıs 2013 Salı
DİLEDİĞİNCE VE NE DİLEDİĞİNİ BİLEREK YAŞA!
DİLEDİĞİNCE VE NE DİLEDİĞİNİ BİLEREK YAŞA!
Yokluk ve varlık hatta her şey sadece dilimizin ucunda. Dilediğimize Ol dediğimizde olduracağımızın ne kadar farkındayız.
Olmasını istediğinize ne kadar uzak olduğunuzu düşünür, bu düşüncenize ne kadar çok inanırsanız o kadar yaklaşamaz ve uzağında kalırsınız. Dilimizin ucuna gelen ve sürekli terennüm ettiklerimiz, hayatımıza yansıyanlardır.
Evet yıllarca yaratım gücümüz olmadığına inandırıldık. Yıllarca kişiliğimizi, yeteneklerimizi ortaya çıkarmaya çalışırken bastırıldık. yıllarca korkutulduk ve sonra korkularımızla yaşamayı doğru sandık.
Başkaları varken biz yapamazdık. Onlar güçlüydü,biz güçlü değildik. Biz suçlandık ve suçlandığımız kadar suçlamaya başladık
"Hayat çok kolay, çok keyifli geçiyor" diyenlerin yüzüne küfür ediyorlarmış gibi kızgınlıkla baktık.. Hayattan keyif alanlara, neşeli insanlara, hayatla dalga geçtikleri ve ciddiye almadıklarını düşünüp kızdık, uyarmaya çalıştık.
Kendimizi tanıyamadan, yaptıklarımızın farkında olamadan daha, başkalarını tanıdığımızı iddia ettik. Diğerlerinin yaşamları, yaptıkları ve düşündükleriüzerinde hüküm kurmaya, ahkam kesmeye bayıldık.
Bazen olanın bitenin farkında olmaya başlayanlarca uyarılmaya çalışılsakta yine suçu başkasına atmak istedik. Çünkü suçlanmaktan korktuk.
"Bize öyle öğretildi." dedik Onların istedikleri gibi davranmazsak sevilmeyeceğimizi ve onaylanmayacağımızı düşündük.
Duvara sıkıştığımızda, yaptıklarımız çoğalarak karşımıza çıkmaya başladığında kaçacak delik aradık. Ama köşeye sıkışmıştık.artık kaçacak tek yerimiz yine kendimizken biz birilerinin bizi anlaması için savaştık, kavga ettik.
Oysa çözüm sevgidir. Oysa çözüm kendini bilmektir. Oysa çözüm kendinle ilgilenip, kendini farketmekte yatar. Kendini tanıyarak yolunu tıkayanın yine kendisi olduğunu anlarsa insan,hayat çok keyifli, sevmek ne kadar güzel, akışta ol! diyenlerin ne demek istediğini de anlama.ya başlamış demektir.
Akış zannetmelerinden vazgeçmektir. Akış olana bitene kızmak yerine kabul edip, o öyle güzel diyebilmektir. Akış senin gerçekten dilediğine ulaşabileceğin yolu keşfetmek, o yolda olduğunu bilmek, itiraz etmeden, acaba demeden, tereddüt etmeden, ulaşacağına inanmak ve ulaştığını gördüğünde Çok şükür deyip, akışın mucizelerini takdir ve sevgiyle karşılayabilmektir.
Akış Sevgiyle olur. Akışta endişe yoktur. Akışta acaba yoktur. Akışta direnç ve çekişme olmaz. Akışa karşı gelinmez. Akış halinde iken durulmaz. Aktığın yerin doğru yer olduğuna inanıp teslim olduğunda dilediğin senindir.
Hayat senindir. Hayatı dilediğin gibi yaşamk senin özgürlüğündür. sınırlarını kaldır. yolunu aç ve engel gibi gördüklerini senin yeterliliğin ve sevginle değiştirebileceğini farket. dilediğince yaşa. Dilediğin gibi yaşa.. Zaten öyle yaşıyorsun.
O halde ne dilediğini bil ve bilerek yaşa !
F. Handan SENAN
Yokluk ve varlık hatta her şey sadece dilimizin ucunda. Dilediğimize Ol dediğimizde olduracağımızın ne kadar farkındayız.
Olmasını istediğinize ne kadar uzak olduğunuzu düşünür, bu düşüncenize ne kadar çok inanırsanız o kadar yaklaşamaz ve uzağında kalırsınız. Dilimizin ucuna gelen ve sürekli terennüm ettiklerimiz, hayatımıza yansıyanlardır.
Evet yıllarca yaratım gücümüz olmadığına inandırıldık. Yıllarca kişiliğimizi, yeteneklerimizi ortaya çıkarmaya çalışırken bastırıldık. yıllarca korkutulduk ve sonra korkularımızla yaşamayı doğru sandık.
Başkaları varken biz yapamazdık. Onlar güçlüydü,biz güçlü değildik. Biz suçlandık ve suçlandığımız kadar suçlamaya başladık
"Hayat çok kolay, çok keyifli geçiyor" diyenlerin yüzüne küfür ediyorlarmış gibi kızgınlıkla baktık.. Hayattan keyif alanlara, neşeli insanlara, hayatla dalga geçtikleri ve ciddiye almadıklarını düşünüp kızdık, uyarmaya çalıştık.
Kendimizi tanıyamadan, yaptıklarımızın farkında olamadan daha, başkalarını tanıdığımızı iddia ettik. Diğerlerinin yaşamları, yaptıkları ve düşündükleriüzerinde hüküm kurmaya, ahkam kesmeye bayıldık.
Bazen olanın bitenin farkında olmaya başlayanlarca uyarılmaya çalışılsakta yine suçu başkasına atmak istedik. Çünkü suçlanmaktan korktuk.
"Bize öyle öğretildi." dedik Onların istedikleri gibi davranmazsak sevilmeyeceğimizi ve onaylanmayacağımızı düşündük.
Duvara sıkıştığımızda, yaptıklarımız çoğalarak karşımıza çıkmaya başladığında kaçacak delik aradık. Ama köşeye sıkışmıştık.artık kaçacak tek yerimiz yine kendimizken biz birilerinin bizi anlaması için savaştık, kavga ettik.
Oysa çözüm sevgidir. Oysa çözüm kendini bilmektir. Oysa çözüm kendinle ilgilenip, kendini farketmekte yatar. Kendini tanıyarak yolunu tıkayanın yine kendisi olduğunu anlarsa insan,hayat çok keyifli, sevmek ne kadar güzel, akışta ol! diyenlerin ne demek istediğini de anlama.ya başlamış demektir.
Akış zannetmelerinden vazgeçmektir. Akış olana bitene kızmak yerine kabul edip, o öyle güzel diyebilmektir. Akış senin gerçekten dilediğine ulaşabileceğin yolu keşfetmek, o yolda olduğunu bilmek, itiraz etmeden, acaba demeden, tereddüt etmeden, ulaşacağına inanmak ve ulaştığını gördüğünde Çok şükür deyip, akışın mucizelerini takdir ve sevgiyle karşılayabilmektir.
Akış Sevgiyle olur. Akışta endişe yoktur. Akışta acaba yoktur. Akışta direnç ve çekişme olmaz. Akışa karşı gelinmez. Akış halinde iken durulmaz. Aktığın yerin doğru yer olduğuna inanıp teslim olduğunda dilediğin senindir.
Hayat senindir. Hayatı dilediğin gibi yaşamk senin özgürlüğündür. sınırlarını kaldır. yolunu aç ve engel gibi gördüklerini senin yeterliliğin ve sevginle değiştirebileceğini farket. dilediğince yaşa. Dilediğin gibi yaşa.. Zaten öyle yaşıyorsun.
O halde ne dilediğini bil ve bilerek yaşa !
F. Handan SENAN
HER DERDE DEVA SONSUZ SINIRSIZ SEVGİ
HER DERDE DEVA SONSUZ SINIRSIZ SEVGİ
Kendini iyi hisset! Unutma! Bu dünyaya her birimiz duygularımızı farkedip iyileşmeye ve o duygularımızı, inançlarımızı farkedene dek çeşitli olumlu olumsuz deneyimler yaşama geldik. Her birimiz anlarımızı, verdiğimiz anlamlara göre yaşadık. Kimimizi yaralayan konu, olay, diğerimizi etkilemedi veya bizi mutlu eden ne ise, diğerimizi mutsuz etti.
Önemli olan verdiğin anlamlarn farkına varıp iyileştirmek. İyileşme ve iyileştirme sürecinin başlangıcı önce kendimizi ve sonra birden gelen herkesi ve her yaratılanı severek olacaktır. Sevin, sevilmeyi beklemeden sevin" diyor Allah. Sen de koşulsuz ve karşılıksız sev
F.HANDAN SENAN
27 Mayıs 2013 Pazartesi
YASSAH HEMŞERİM YASSAH
"Derin Denizde yüzmekten, uçağa binmekten korkuyorsa insan, denizin
kaldırma gücünü, uçağı uçuran mucizeyi de kendi yaratım gücünü kabul
etmediği gibi kabul etmiyor demektir. Denizin kaldırma gücü gibi, uçağın
gökyüzünde uçabilmesi gibidir bizim dileğimize ulaşabilmemiz. O kadar
kolay, o kadar bilinmez ama o kadar bize ait. Bilinçaltına kayıtlı
korkuların, senin olmak istediğin duruma varmanı engelleyecektir.
Korktuğun sürece kısıtlanır, kısıtlandığın sürece daha çok korkar,
yapmak ve olmak istediklerinden vazgeçersin. Bunu başaramadıkça
bahaneler bulur, kendini ve herkesi suçlamaya, sorumluluğu diğerlerinin
üzerine atmaya başlarsın. Suçlar vaziyette dolaşmayı öğrendiğinde ise
öfke ve hırsla tanışırsın. Çünkü Senin için Onlar ve diğerleri, iyiler
ve kötüler vardır artık. Gitgide kendinden bile korkar olursun. Kendinle
tanıştığında sevilmeyen, istenmeyen ben e ulaşacağına inanmışsındır.
Oysa gerçek Ben sadece sevmeyi ve olanı biteni olduğu gibi kabul etmeyi
öngörür.
Sevmek zor gelir. Çünkü sevginin karşılıklı olduğu öğretilmiştir. Anne baba uslu, söz dinleyen, yemeğini yiyen çocuk olursa daha çok sevileceği mesajını vermiştir. Karnesi pekiyi gelirse hediye alacağını öğrenir. Hatta bazen, ispiyoncu ve dedikoducu olduğunda daha çok sevileceği iletisini alır bilmeden, fark etmeden. Sonuçta dedikoducu, çıkarcı, kinci, kavgacı, rekabete doymayan ve kendinden uzaklaşmış bireyler yaratılır. Bu durum rahatsız edicidir. Çocukta ebeveynde nerede yanlış yaptığını sormayı bile aklına getirmez. Tek yanlışı çocuğun kendisini sevmesini öğrenmemesidir. Sevgi korkulan bir duygu olarak yansıtılır hatta. Ülkemizde buluğ çağındaki kızların ve erkeklerin birbirleri ile yan yana yürümeleri bile yanlış anlaşılır. Yasaktır tehlikelidir. Ateş ve barutun yan yana gelmesi ne kadar riskli ise, bir kız ve erkeğin yan yana olması o kadar riskli ve
yasaktır. "
F. HANDAN SENAN
Sevmek zor gelir. Çünkü sevginin karşılıklı olduğu öğretilmiştir. Anne baba uslu, söz dinleyen, yemeğini yiyen çocuk olursa daha çok sevileceği mesajını vermiştir. Karnesi pekiyi gelirse hediye alacağını öğrenir. Hatta bazen, ispiyoncu ve dedikoducu olduğunda daha çok sevileceği iletisini alır bilmeden, fark etmeden. Sonuçta dedikoducu, çıkarcı, kinci, kavgacı, rekabete doymayan ve kendinden uzaklaşmış bireyler yaratılır. Bu durum rahatsız edicidir. Çocukta ebeveynde nerede yanlış yaptığını sormayı bile aklına getirmez. Tek yanlışı çocuğun kendisini sevmesini öğrenmemesidir. Sevgi korkulan bir duygu olarak yansıtılır hatta. Ülkemizde buluğ çağındaki kızların ve erkeklerin birbirleri ile yan yana yürümeleri bile yanlış anlaşılır. Yasaktır tehlikelidir. Ateş ve barutun yan yana gelmesi ne kadar riskli ise, bir kız ve erkeğin yan yana olması o kadar riskli ve
yasaktır. "
F. HANDAN SENAN
10 Mayıs 2013 Cuma
Yunus Emre derki !
Hiç hata yapmayan insan, hiç bir iş yapmayan insandır.
.... Ve hayattaki en büyük hata, kendisini hatasız sanmaktır. YUNUS EMRE
.... Ve hayattaki en büyük hata, kendisini hatasız sanmaktır. YUNUS EMRE
ENERJİ VAMPİRLERİ VAR MIDIR?
Bazı İnsanların yanında insan kendini rahat hissedemez ve huzursuz olur. Ya da mutluyken birdenbire içeri giren kişinin sözleri ve bakışıyla olumlu duyguları, olumsuza döner, kendini halsiz ve mutlu hissetmeye başlar. Çoğu insan bunu deneyimlemiştir. O anlarda kendisinde hissettiği olumsuzluk ve halsizlik hissini gelen kişiye bağlar.
Aslında öyle midir? enerji vampirleri var mıdır? Kıskanç ve haset olarak tanımlanan bu duygulara sahip insanlar olabilir. ama
bana anlatılanlar ve benim anlattıklarım ise, olumlu, olumsuz ne varsa, bizim kendi düşüncelerimiz, kendi inançlarımızla yarattığımıza dairdir. Her olanı biteni düşünüp, konuşup, inanarak biz yaratıyorsak o halde insanları enerji vampirleri olarak itham etmenin alemi ne? Ayrıca negatif insanlardan, negatif durum ve varlıklardan bahsederek onları daha çok yanımıza çağırmış olmuyor muyuz? Iyi olandan, iyi insandan bahsedelim, kendimize iyiyi çekelim:-)
Kendi içimizdeki olumsuz olan ne ise onu keşfedip sevgiyle iyileştirmeyi denediğimizde, içimizden dışımıza olumlu düşünce ve inancın olumlu ışığını yaymaya devam ettiğimizde zaten hayatımıza olumsuzluklar kolay kolay giremez. Çünkü içimizdeki duygularımız sevgiden yanadır. Olumsuz dediğimiz insanların bile bizim yanımızda duyguları değişir yenilenir.
Deneyin, Sevmeyi deneyin, iyi kötü bildiğiniz ne varsa şimdi önyargısız, suçlamadan, hata, kabahat bulmadan iyileştirin sadece sevmeyi seçin.
Sevgi olanı biteni iyileştirir, güzelleştirir. Sevgiyle yaratın, kendinizi ve hayatınızı sevgiye ve sevginin getireceği güzelliklere açın.
F. Handan SENAN
Bazı İnsanların yanında insan kendini rahat hissedemez ve huzursuz olur. Ya da mutluyken birdenbire içeri giren kişinin sözleri ve bakışıyla olumlu duyguları, olumsuza döner, kendini halsiz ve mutlu hissetmeye başlar. Çoğu insan bunu deneyimlemiştir. O anlarda kendisinde hissettiği olumsuzluk ve halsizlik hissini gelen kişiye bağlar.
Aslında öyle midir? enerji vampirleri var mıdır? Kıskanç ve haset olarak tanımlanan bu duygulara sahip insanlar olabilir. ama
bana anlatılanlar ve benim anlattıklarım ise, olumlu, olumsuz ne varsa, bizim kendi düşüncelerimiz, kendi inançlarımızla yarattığımıza dairdir. Her olanı biteni düşünüp, konuşup, inanarak biz yaratıyorsak o halde insanları enerji vampirleri olarak itham etmenin alemi ne? Ayrıca negatif insanlardan, negatif durum ve varlıklardan bahsederek onları daha çok yanımıza çağırmış olmuyor muyuz? Iyi olandan, iyi insandan bahsedelim, kendimize iyiyi çekelim:-)
Kendi içimizdeki olumsuz olan ne ise onu keşfedip sevgiyle iyileştirmeyi denediğimizde, içimizden dışımıza olumlu düşünce ve inancın olumlu ışığını yaymaya devam ettiğimizde zaten hayatımıza olumsuzluklar kolay kolay giremez. Çünkü içimizdeki duygularımız sevgiden yanadır. Olumsuz dediğimiz insanların bile bizim yanımızda duyguları değişir yenilenir.
Deneyin, Sevmeyi deneyin, iyi kötü bildiğiniz ne varsa şimdi önyargısız, suçlamadan, hata, kabahat bulmadan iyileştirin sadece sevmeyi seçin.
Sevgi olanı biteni iyileştirir, güzelleştirir. Sevgiyle yaratın, kendinizi ve hayatınızı sevgiye ve sevginin getireceği güzelliklere açın.
F. Handan SENAN
8 Mayıs 2013 Çarşamba
Günlük
hayatta hissetmediğiniz gerginlik, kaygı, korku, stres gibi duyguları
sınava girerken hissediyorsanız ve bu duygular sınavda kötü bir
performans sergilemenize yol açıyorsa sınav kaygısı yaşıyorsunuz
demektir. Sınav kaygısını anlamak için öncelikle üçlü psikolojik
mekanizmayı anlamamız gerekir.
Düşünce à Duygu à Davranış
Düşünce à Duygu à Davranış
Bu
üçlü mekanizma dairesel bir yörünge takip eder. Üçü de birbirini
etkiler. Bütün psikolojik sorunların temelinde bu üçlü mekanizmanın
çalışma sistematiği vardır. Şimdi bu mekanizmayı birkaç örnekle
açıklayalım.
Diyelim ki bir bahar günü pikniğe gittiniz. Ağaçların arasında 5
yaşındaki yeğeninizle dolaşırken karşınıza kocaman bir boz ayı çıktı.Ne
yaparsınız? Siz büyük bir ihtimalle oradan kaçmaya çalışırsınız ama
yeğeniniz ayının yanına doğru gidiyor olabilir. Niçin? Sizin ayıdan
kaçmanız, yeğeninizin ise ayının yanına gidip ‘Aaaa kocaman bir köpek…
Dişleri de varmışşşş’ demesi düşünce şeklinizle alakalıdır.Sizin ayı ile
ilgili düşünceleriniz negatiftir.Çünkü siz bunu öğrendiniz.Ayı
ısırır,pençe atar,öldürür… Ama 5 yaşındaki yeğeninizin bilinci hala
böyle bir bilgi ile donatılmamış olduğu için o ayının yanına gidebilir.
Ayının tehlikeli olduğu düşüncesi hala onun bilincinde yoktur. İşte
bütün korkularımız zaman içerisinde öğrenilmiştir. Şimdi bu olayda
psikolojik üçlü mekanizmanın nasıl işlediğine bir bakalım. Ayıyı
gördünüz. Hemen beyninizde ‘Ayı tehlikeli bir hayvandır cümlesi belirir
(düşünce).Bu düşünceye bağlı olarak kalbiniz daha hızlı atmaya başlar.
Kandaki adrenalin düzeyi yükselir. Nefes hızlanır. Sonra müthiş bir
korku duyarsınız ( duygu).Bu korku sonucunda canınızı kurtarmak için
oradan kaçarsınız (davranış).Bu örneği kısaca şöyle özetleyelim.
- Ayı tehlikelidir ………………………. à Düşünce
- Ayıdan kokmak………………………. à Duygu
- Ortamdan koşarak uzaklaşmak .. à Davranış
Bir başka örnek:
- - Yine sınavı kazanamayacağım ve millete rezil olacağım àDüşünce
- - Sınav esnasında kaygılanmak,korkmak,kendini kötü hissetmek àDuygu
- - Bütün bunlara bağlı olarak bayılmak,titremek,burun kanaması àDavranış
- Her zaman bu üçlü aynı sıra ile çalışmayabilir. Yani sıralama değişebilir.
- Duygu à Düşünce à Davranış, Davranış àDüşünce à Duygu vb.gibi.
Biz
çocukluğumuzdan beri bir çok olumsuz düşünceyi öğrendik yada kendimiz
geliştirdik. Sınav kaygısın yaşayan kişiler gelecekle ilgili hep olumsuz
senaryolar yazarlar. Zaten olumlu düşünen kişilerde sınav kaygısı pek
görülmez. Yani kişi kendi sınav kaygısını hep ateşler.
Suçluluk Korkusunu İyileştirme meditasyonu
Doğduğum günden bu güne hissettiğim ve bende kalıplaşmış olan suçluluk duygumun ve suçlanma korkumun ardında yatan nedenleri keşfetmeyi, ilk başladığı günden bu yana suçlanma korkumun yaratıldığı anı ve oradaki kişileri ve kendimi affetmeye, korkularımı sevgiyle iyileştirmeye niyet ediyorum.
Korkularımı kabul edip seviyor ve affediyorum.
Kendimi her halimle sevmeyi herkesi bütün olarak görmeyi diliyorum.
Suç yok, günah yok. Yaşanılan durumlar ve o durumlara verilen anlamlar ve o anlamlarla yaşanılan anlar var. Ben her anımda mutlu ve sevgi dolu olmayı diliyorum. Ve öyle oldu..
F. Handan Senan
Korkularımı kabul edip seviyor ve affediyorum.
Kendimi her halimle sevmeyi herkesi bütün olarak görmeyi diliyorum.
Suç yok, günah yok. Yaşanılan durumlar ve o durumlara verilen anlamlar ve o anlamlarla yaşanılan anlar var. Ben her anımda mutlu ve sevgi dolu olmayı diliyorum. Ve öyle oldu..
F. Handan Senan
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)